Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) etkeni virüs olan bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalığın etkeni olan virüsün taşıyıcısı olarak rol alan keneler, yabani hayvanlar, çiftlik hayvanları ve insanlar arasında virüsün taşınmasına ve çoğalmasına aracılık etmektedirler. Kırım-Kongo kanamalı ateşi doğal dengenin değişimiyle (iklim, bitki örtüsü, yabani hayvan sayısındaki artış vb.) doğrudan ilgili bir hastalıktır. Nitekim hastalığın ilk olarak tespit edildiği Kırım’da da hastalık doğal dengelerdeki değişiklik sonucunda ortaya çıkmıştır. İnsanların girişi yasaklanan ve tarıma kapatılan bölgeler, birkaç yıl sonra tekrar tarıma açıldığında hastalık görülmeye başlamıştır. Doğal dengelerin bozulmasında ve buna bağlı olarak hastalığın görülmesinde sürekli avlanma yasağı veya kontrolsüz avcılık ve yayla yasağı gibi faktörlerin de önemli etkileri bulunmaktadır. Doğal hayatta yaban hayvanı sayısındaki artış, kenelerin kan emmeleri ve üremeleri için uygun ortamın oluşmasına zemin hazırlamakta olup bu durum, zaten çok fazla sayıda yumurta yumurtlama özelliği olan kene sayısının hızla artmasına sebep olmaktadır. Ülkemizde hastalıkla ilişkili bulunan kene türü yaban hayatı ile çok yakından ilişkilidir. Bu kene yasama dönemlerinin bir bölümünde yaban hayvanlarından kan emerken, hayatının diğer evresinde özellikle çiftlik hayvanlarından kan emmektedir. Yoğun kene varlığının olması, insanların kenelerle daha çok karşı karşıya kalmaları anlamına gelmektedir.
Virüsün, küçük odaklar seklinde yaban hayvanları ile kene arasında devamlılığını sağladığına inanılmaktadır. Hastalık, yaban hayatı ile insanların iç içe olduğu bölgelerde kene sayısının artısına bağlı olarak çıkmaktadır. Ayrıca yerden beslenen kuşlar ile (keklik, çulluk, karga vb.) göçmen kuşların da kenelerin başka alanlara taşınmasında etkili olduğu bilinmektedir. Söz konusu kene kurak ve yarı kurak bozkır iklimini sevmekte ve genellikle bozkır ile diğer iklimlerin kesişme yerlerinde, kuru taban örtüsüne sahip bodur ormanlık (meşe, geven vb.) alanlarda yaygın olarak görülmektedir. Özellikle vadilerle çevrili dağlık alanların yamaçları, yaban hayvanlarının daha sık dolaştığı alanlar olduğundan keneler açısından hayli zengin bölgelerdir. Yaban hayvanları ile evcil hayvanların karsılaşmaları veya gece gündüz farkı da olsa aynı veya yakın alanları kullanmaları ile evcil hayvanlara kene geçişi olmakta ve virüs için yeni çoğalma alanları oluşmaktadır. Evcil hayvanlara yapışmak suretiyle beslenen encekte kenelerin yumurtalarıyla, otlaklar ile hayvanların yasadığı diğer alanlar da riskli alanlar haline gelebilmektedir. Virüsler hayvanlarda genellikle belirti veren bir hastalığa yol açmamaktadır. Hasta insanların kanlarıyla kontrolsüz temas ile insandan insana hastalığın geçmesi de söz konusudur.
Hastalığın tedavisinde uygulanabilecek etkililiği bilimsel olarak ispatlanmış bir ilaç ile yine etkinliği bilimsel çevrelerce kabul görmüş uygulanabilir bir ası mevcut değildir. Bazı Doğu Avrupa ülkelerinde geçmişte kullanılan KKKA aşıları da uygulanabilir olarak görülmemiştir. KKKA hastalığının kontrolünde bilinçli korunma tedbirlerinin alınması hayli önem kazanmaktadır. Epidemilerin kontrolünde, kişisel korunma önlemlerinin alınması ve kene sayısının azaltılması amaçlanmaktadır.
Korunma ve Kontrol
a- Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, doğal alanlar, ormanlar, orman kenarları, tarım arazileri vb) kaçınılması gerekmektedir.
b– Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi)gerekmektedir. Dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma risk de o kadar azalmaktadır.
c- Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler.
d– Kene cımbız veya eğri uçlu pens gibi uygun bir malzemeyle vücuda tutunduğu en yakın noktadan tutularak çıkarılmalıdır. Uygun malzeme olmaması durumunda da kene tutunmalarında kişiler keneyi bir bariyer (kağıt, peçete, poşet, bez parçası gibi )ile vakit geçirmeden çıkarmalıdır; ancak asla çıplak elle çıkarılmamalıdır.
e– Kene çıkartıldıktan sonra kişi bilgilendirilerek 10 gün süre ile takip edilmeli, ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı, kusma, ishal ve kanama gibi şikâyetlerin olması durumunda sağlık kuruluşuna başvurması gerektiği vurgulanarak söylenmelidir.
f– Hasta kişilerin kanlarına veya diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır.
g– Piknik amaçlı olarak doğal alanlarda bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Piknik veya kamp alanlarında yere (toprak, çimen, ot) açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır.
h– Hayvanlar üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük, gözlük, maske vb) alınmalıdır.
i– Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, kene mücadelesi yapıldıktan sonra, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez (ilkbahar ve sonbaharda) ilaçlamalıdır. Mücadelede bölgede meraya çıkan tüm hayvanlarda eş zamanlı yapılmalıdır.
j– Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı
• Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, virüs diye adlandırılan mikropların sebep olduğu hastalıktır.
• Hastalık genellikle insanlara kenelerin kan emmesi sonucu veya kenelerin çıplak elle ezilmesi ile bulaşır.
• Hastalık, vücudunda virüs taşıyan hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabilir.
• Hastalık hayvanlarda belirtisiz olarak seyredebilir. Bu nedenle de hayvanınız sağlıklı görünse bile hastalık bulaştırabilir.
• Hastalık, virüsü taşıyan insanların kan ve vücut sıvılarına temas sonucu bulaşabilir.
• Riskli alanlara giderken açık renkli ve mümkün olduğunca kapalı giysiler tercih edilmelidir.
• Keneler uçmaz, zıplamaz, canlı üzerinde kan emmek için tutunabileceği bir yere ulaşmak amacıyla tırmanırlar. Bunun için mümkün olabildiğince kapalı giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorap içine alınmalı veya çizme giyilmesi tercih edilmelidir.
• Riskli alan dönüşlerinde mutlaka kişi kendi vücudunu ve çocuklarının vücudunu kene yönünden kontrol etmelidir. Özellikle kulak arkası, ense, saçlı deri, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dikkatli incelenmelidir.
• Vücuda tutunmuş kene varsa en kısa sürede, vücuda tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle (pens, cımbız ve eldiven gibi) tutularak çıkarılmalıdır. Kene, içerisinde çamaşır suyu veya alkol bulunan ağzı kapaklı bir şişe içerisine konur ve çöpe atılır. Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır.
• Kişi eğer keneyi kendisi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
• Kene tutunmasından sonra kişi kendisini 10 gün süreyle ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik, belirgin iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikâyetler yönünden takip etmeli, bu şikâyetlerden herhangi biri görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
• Keneler bulundukları hayvanlar üzerinden kesinlikle elle toplanmamalı ve patlatılmamalıdır.
• Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.
• Hayvanların kenelerden arındırılması için veteriner hekim tavsiyeleri doğrultusunda kene mücadelesi yapılmalıdır.
• Kene mücadelesi yapıldıktan sonra, hayvan barınaklarındaki çatlaklar tamir edilmeli ve badana yapılmalıdır.
• Tarlada dinlenme sırasında, piknik veya kamp alanlarında yerle (toprak, ot, çimen) direkt temas edilmeden, açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır